“Cinayet işledim… Para ve bir kadın için. Ama ne parayı elde edebildim ne de kadını…” Bu sözlerle başlayan ve kısaca bu sözlerle özetlenebilecek olan film, sonunu baştan göstermesine rağmen mükemmel senaryosu, polisiye roman yazarı Raymond Chandler’ın son derece etkileyici diyalogları, filmin her karesine hakim Billy Wilder’in kusursuz yönetimi ve oyuncu kadrosunun unutulmaz performansları ile sinema tarihinin en başarılı ve kült haline gelmiş, kendinden sonra yapılan pek çok filmi ve yönetmeni etkilemiş filmlerinden biri “Double Indemnity”. James M. Cain’in bir romanı olan “Çifte Tazminat”ın senaryosunu Raymond Chandler’la birlikte yazan Billy Wilder, bilindik öyküye alışılmadık bir anlatım tarzı getirdi. Chandler’in filmi Walter Neff’in anlatıcılığı şekilde senaryolaştırması da hikayeye daha bir bağlanmamızı sağllıyor.Etkileyici bir kadın olan Phyllis, Walter’a eşinin haberi olmadan onun adına bir kaza sigortası poliçesi düzenleyip düzenleyemeyeceğini sorduğunda Walter Neff işin başka yönlere gittiğini anlar ama yine de kendini, etkilendiği Phyllis’in etkisinden kurtaramaz. Kapıldığı şevhet onu bu kirli oyunu oynamaya ikna eder. Üstelik kafasında daha da kazançlı çıkılabileceği ve Phyllis’in bile düşünmediği bir plan vardır. Yaptığı poliçelerde ender görülen kazalarda tazminatın ikiye katlandığını bildiği için trenden düşerek öldü dedirterek ortadan kaldırmayı planlar. Böylece 50 bin dolar yerine 100 bin dolar kazanacaklardır. Bu sigortada “Çifte Tazminat”olacaktır. Phyllis rolünde daha önce kötü ve ihtiraslı karanlık bir karakter oynamayan ama filmde son derece inandırıcı olan Barbara Stanwyck’in, Walter rolünde ilk defa kötü bir başrol oynayan FredMacMurray’in ve ‘filmin merkezi’ olan düğümü çözen adam Edward G. Robinson’ın performansları filme kuşkusuz çok büyük değer katmakta. Film unutulmaz sahneler içeriyor, Walter’ın telefon ederek çağırdığı Phyllis’den önce odasına gelen Barton Keyes’in neredeyse Phyllis ile karşılaşacağı, arada bir kapının olduğu sahnede gerilim zirve yapıyor. Ayrıca iki sevgilinin hesaplaşması ve filmin finali. Wilder finalde gaz odası idam sahnesini de çekmesine rağmen kullanmamış..Filmin başarısı bence bu aldığı kararda yatıyor. Filmdeki dikkat çekici sözler olarakta, Walter’in Phyllis’e hesaplaşma sırasında “Aynı ilk geldiğim günkü gibi, araba kaskosundan bahsediyorduk, tek fark sen cinayeti düşünüyordun, ben ise bileğindeki halhalı”, Barton Keyes’in Walter Neff’e “İki kişi cinayet işlediğinde beraber bir tramvaya binerler, biri inmeden diğeride inemez, beraber yolun sonuna kadar giderler. Yolun sonu ise mezarlıktır”yer alıyor. Başta “En İyi Film” olmak üzere 7 dalda Oscar adayı olan ve ödülü “Going My Way” a kaptıran “Double Indemnity”yi mutlak izleyin. Sinema denilen bu sihirli dünyaya aşıksanız bu gerçek klasik filmi seyretmelisiniz.Bu tür büyük filmlere her zaman denk gelinmiyor. Sinemanın büyüsüne daha da kapılacaksınız ona emin olun. Sinemayı seven herkesin mutlaka izlemelerini tavsiye ederim.
“Cinayet işledim… Para ve bir kadın için. Ama ne parayı elde edebildim ne de kadını…” Bu sözlerle başlayan ve kısaca bu sözlerle özetlenebilecek olan film, sonunu baştan göstermesine rağmen mükemmel senaryosu, polisiye roman yazarı Raymond Chandler’ın son derece etkileyici diyalogları, filmin her karesine hakim Billy Wilder’in kusursuz yönetimi ve oyuncu kadrosunun unutulmaz performansları ile sinema tarihinin en başarılı ve kült haline gelmiş, kendinden sonra yapılan pek çok filmi ve yönetmeni etkilemiş filmlerinden biri “Double Indemnity”. James M. Cain’in bir romanı olan “Çifte Tazminat”ın senaryosunu Raymond Chandler’la birlikte yazan Billy Wilder, bilindik öyküye alışılmadık bir anlatım tarzı getirdi. Chandler’in filmi Walter Neff’in anlatıcılığı şekilde senaryolaştırması da hikayeye daha bir bağlanmamızı sağllıyor.Etkileyici bir kadın olan Phyllis, Walter’a eşinin haberi olmadan onun adına bir kaza sigortası poliçesi düzenleyip düzenleyemeyeceğini sorduğunda Walter Neff işin başka yönlere gittiğini anlar ama yine de kendini, etkilendiği Phyllis’in etkisinden kurtaramaz. Kapıldığı şevhet onu bu kirli oyunu oynamaya ikna eder. Üstelik kafasında daha da kazançlı çıkılabileceği ve Phyllis’in bile düşünmediği bir plan vardır. Yaptığı poliçelerde ender görülen kazalarda tazminatın ikiye katlandığını bildiği için trenden düşerek öldü dedirterek ortadan kaldırmayı planlar. Böylece 50 bin dolar yerine 100 bin dolar kazanacaklardır. Bu sigortada “Çifte Tazminat”olacaktır. Phyllis rolünde daha önce kötü ve ihtiraslı karanlık bir karakter oynamayan ama filmde son derece inandırıcı olan Barbara Stanwyck’in, Walter rolünde ilk defa kötü bir başrol oynayan FredMacMurray’in ve ‘filmin merkezi’ olan düğümü çözen adam Edward G. Robinson’ın performansları filme kuşkusuz çok büyük değer katmakta. Film unutulmaz sahneler içeriyor, Walter’ın telefon ederek çağırdığı Phyllis’den önce odasına gelen Barton Keyes’in neredeyse Phyllis ile karşılaşacağı, arada bir kapının olduğu sahnede gerilim zirve yapıyor. Ayrıca iki sevgilinin hesaplaşması ve filmin finali. Wilder finalde gaz odası idam sahnesini de çekmesine rağmen kullanmamış..Filmin başarısı bence bu aldığı kararda yatıyor. Filmdeki dikkat çekici sözler olarakta, Walter’in Phyllis’e hesaplaşma sırasında “Aynı ilk geldiğim günkü gibi, araba kaskosundan bahsediyorduk, tek fark sen cinayeti düşünüyordun, ben ise bileğindeki halhalı”, Barton Keyes’in Walter Neff’e “İki kişi cinayet işlediğinde beraber bir tramvaya binerler, biri inmeden diğeride inemez, beraber yolun sonuna kadar giderler. Yolun sonu ise mezarlıktır”yer alıyor. Başta “En İyi Film” olmak üzere 7 dalda Oscar adayı olan ve ödülü “Going My Way” a kaptıran “Double Indemnity”yi mutlak izleyin. Sinema denilen bu sihirli dünyaya aşıksanız bu gerçek klasik filmi seyretmelisiniz.Bu tür büyük filmlere her zaman denk gelinmiyor. Sinemanın büyüsüne daha da kapılacaksınız ona emin olun. Sinemayı seven herkesin mutlaka izlemelerini tavsiye ederim.